Ban Ji Eum'un olağanüstü bir yeteneği var: tüm geçmiş yaşamlarının anılarını hatırlayabiliyor. Yaklaşık bin yıldır reenkarnasyonunu tekrarlayan Ban Ji Eum, hayatını özenle yaşıyor. Trajik bir kazayla önceki hayatı kısa kesildikten sonra, şimdiki hayatında geçmiş hayatındaki insanlarla yeniden bağlantı kurmak için yola çıkar ve 18. hayatında tanıştığı Moon Seo Ha adında bir adamı bulmaya karar verir. 18. yaşantısının anıları 19. yaşantısındaki romantizmi sabote edecek mi? Yoksa aşk farklı hayatlara dayanacak mı?

Kendi ölümümüzü belirleme hakkına sahip miyiz? Terminal hastalığı olan hastalar arasındaki artan ölüm oranı, Polis Majoru Wasan'ın aklında sarsamadığı bir şüpheye yol açar. Yakın zamanda, ona ulaşmadan önce annesi vefat etmiştir. Koşullar göz önüne alındığında, annesi şüpheli bir ölüm zincirinin parçası olabilir. Wasan'ın annesinin son günlerinde ona bakmış olan Dr. Kantaphat, onun yaslı kalbi için önemli bir hale gelir. Ancak, hisleri derinleştikçe, gizem her geçen gün biraz daha sevgilisine bağlanmaya başlar.

Merkez Gökyüzünün Kralı Jin Xiu, kamelya iblisi Hong Ning’in ölümsüzlüğe ulaşmasına yardım etmek ister; ancak kaderleri beklenmedik bir şekilde iç içe geçer. Çiçek Festivali sırasında Hong Ning, Jin Xiu'ya olan aşkını ve onun kraliçesi olma arzusunu itiraf eder. Ancak iblislerle tanrıların birlikte olamayacağı söylenince, Hong Ning ölümsüzlük yolculuğuna çıkar. Ölümsüzlüğe ulaştığında ise Jin Xiu'nun başka biriyle evlenmek üzere olduğunu öğrenir. Kalbi kırılan Hong Ning, ölümsüzlükten vazgeçerek yeniden doğmak ve onu unutmak üzere reenkarnasyona girer. Jin Xiu ise kaderin çizdiği yola karşı gelir, onun yeniden doğmasını sağlamak ve onu korumak için elinden geleni yapar. Baharın son günlerinde, ikili yeniden karşılaşır; bu kez aşk, sınavlar ve kaderle birbirlerine bağlıdırlar.

Kaygısız bir hayat yaşamak artık bedelini ödemeye başlamıştır. Bir ilişki treni gibi inişli çıkışlı bir maceraya atılmak, bu heyecan arayışındaki kişilere, neşenin ötesinde duyguların tadını veriyor.

"Tae Kyung, 18 yaşında bir lise öğrencisidir. Aynı zamanda ömür boyu yalnızdır. Ancak bir gün kendisini sorgulamaya başlar ve bir öğretmene artık yalnız başına olmak istemediğini söyler. Sorun şu ki, yeni arkadaşlar edinmeye nasıl başlayacağı konusunda hiçbir fikri yok. Öğretmen ona okulun öğrenci konseyine katılmasını tavsiye eder. Kabul eder, ancak arkadaş edinmenin göründüğünden daha zor olabileceğini keşfeder. Soğukkanlı ve sağduyulu ama aynı zamanda ona karşı biraz soğuk ve Tae Kyung'u kabul etmekte isteksiz olan Konsey Başkan Yardımcısı Shin Woo ile tanışır. Bununla birlikte, konseyin süper çekici Başkanı ile de tanışır: Anında parıldayan Da On. Da On ve Tae Kyung için bir romantizmin başlangıcı gibi görünüyor, ancak Shin Woo onaylamıyor gibi görünüyor. Da On'un, Da On'u gizlice seven yakın kadın arkadaşının, onların yakınlığını kıskanması ve aralarını açmaya çalışması, meseleyi daha da karmaşık hale getiriyor!"

Otuz beş yıl önce yazılmış on iki gizemli mektup, kaybolan bir aşk ve iki farklı zamanı birbirine bağlayan esrarengiz bir kanal… Küçük bir kasaba gencinin kaderini ve aşkını konu alan bu dizi, fantezi dokusuyla sürükleyici, gizemli atmosferiyle soluksuz izlenecek bir hikâye sunuyor.

Sivri dili ve cüretkar tavrıyla karakterize olan Jae Hee, her zaman dedikoduların ve nefret dolu söylentilerin merkezindedir. Bu arada Heung Soo, eşcinsel kimliğini ömür boyu gizli tutmaya kararlıdır. Bir gün, bir otelin arka sokağında Jae Hee, Heung Soo'nun sırrını tesadüfen keşfeder. Heung Soo'nun endişelerinin aksine Jae Hee sırrını saklar ve hatta kritik bir anda ona yardım eder. İki uyumsuz birbirlerine güvenmeye başladıkça, gizlice birlikte hareket ederler ve yaşadıkları önyargılı dünyada aşkı bulmaya çalışırlar.

Gönüllü bir öğretmen olan Torfun trajik bir kazada öldükten sonra kalbi Tian'a nakledilir. Tian, donörünün hayatını, onun sırlarını ve ilgi alanlarını ortaya çıkaran bir dizi günlük kaydı aracılığıyla öğrenir. Orman Şefi Phupha ile birlikte bin yıldız sayma sözü de buna dahildir. Tian, Torfun'un ayak izlerini takip etmeye ve onun sözünü yerine getirmeye karar verir. Artık kendisi de yeni bir gönüllü öğretmen olan Tian, başlangıçta kendisine soğuk davranan Phupha ile arkadaş olmaya çalışır. İkili giderek yakınlaşırken, Tian yeni kalbinin memurun yanındayken hızla attığını fark eder. Tıpkı kalbin önceki sahibi gibi Tian da Phupha'ya aşık olmaktan kendini alamaz. Tehlikeli bir zeminde ilerlerken, yine de bin yıldız sözünü yerine getirebilecek midir?

"Hello, My Soulmate", iki arkadaşın ilk kez 13 yaşında tanıştığı ve 14 yılı yakın kalarak ve hem arkadaşlık hem de romantizm deneyimlerini paylaşarak geçirdikleri bir reşit olma hikayesidir.

Nam Gi Jun, bir zamanlar Koo Bong San’ın liderliğindeki Bongsan Çetesi’nin kilit üyelerinden biriydi. Kanlı sokak savaşlarından sağ çıkıp çeteyi güçlendirmek için mücadele etti. Ancak her şey, küçük kardeşi Nam Gi Seok’un, Lee Ju Un’un liderliğindeki rakip Joowoon Çetesi’ne katılmasıyla değişti. Kardeşini koruyabilmek için Nam Gi Jun, Bongsan’dan ayrılmaya karar verdi ve bir daha geri dönmeyeceğini kanıtlamak için kendi sol aşil tendonunu kesti. On bir yıl sonra, Bongsan’a ait mekânlara içki tedarik eden küçük bir işletme işleterek sessiz bir hayat sürmektedir. Çeteye dönmek gibi bir niyeti yoktur. Ancak Joowoon Çetesi’nin ikinci adamı olan kardeşi Nam Gi Seok’un şüpheli bir şekilde ölü bulunması, Nam Gi Jun’u geri dönmeye mecbur bırakır. Gerçeği bulmak ve intikam almak için, ardında bıraktığını sandığı o tehlikeli yeraltı dünyasına geri adım atar. Ama burada, eski hesaplar hâlâ kapanmamış, güç dengeleri değişmiş ve hiçbir şey göründüğü gibi değildir.